Biseksüellik
Cinselliği hem erkek, hem kadında aramak. Her ikisinde de mutlu olabilecekken bir takım ahlâki normlar yüzünden bundan vazgeçmek mi fena; yoksa cinselliği böylesine sömürerek uzun vadede daha keyifli, daha öz saygılı yaşamları bir bir tüketivermek mi? "Hayatta her şeyin en iyisini isterim. Erkeklerin ve kadınların da". Bu sözler Madonna`ya ait değil ama pekâlâ da olabilirdi. Bu sözler bir biseksüele ait. Madonna gibi! Tıbbi araştırmalar, eşcinselliğin genlere dayalı olduğunu kanıtlamak üzere. Buna göre şöyle bir kanı pekiştirilebilir: Bazı insanlar yüzde 100 heteroseksüel, bazılarıysa yüzde 100 homoseksüeldir. Ya o`sundur ya da diğeri. Sizler ve bizler. Bizler ve onlar. Keşke hayat bu kadar basit olsa. Peki bu durumda biseksüeller ne tarafa düşüyor? Kendilerini tam anlamıyla heteroseksüel ya da homoseksüel olarak tanımlamayan, her iki cinse karşı da cinsel istek duyan insanlar? Yoksa bir de biseksüellik geninin varlığını mı araştırmalı? Yıllarca karşı cinsle ilişki kuran, daha sonra kendi cinsine de ilgi duyan insanlar da var. Aynı şekilde kendini uzun bir süre eşcinsel olarak tanımlayıp, daha sonra karşı cinse de cinsel istek duyduğunu farkedip, evlenip barklananlar da, çoluk çocuğa karışanlar da... Ya da belli bir düzen izlemeden, kadınlarla da erkeklerle de birlikte olanlar. Biseksüellik sanılanın çok ötesinde yoğun olmakla birlikte, konu üzerinde geniş çaplı araştırmalara yeni yeni başlanıyor. Biseksüellik dendiği zaman "cinsel tercih" deyişine ağırlık vermek gerekiyor. Çünkü burada gerçekten bir tercih söz konusu. Her iki cinsle de cinsel ilişkiye girebildiğine göre, cinsel fonksiyon yetersizliklerinden bahsetmemiz mümkün değil. Kendini doğuştan heteroseksüel ya da eşcinsel olarak niteleyen insanların varlığını yadsıyor değiliz. Ancak cinsle çekim, cinsel tercihler erotizm, biyolojinin açıklanabileceğinden çok daha karışık konular. Biseksüel insanların çoğu kendilerini biseksüel olarak tanımlamıyorlar. Biseksüel olduklarından haberdar bile olmayabiliyorlar. Düşünceleri homoseksüel olma yolunda ilerleyen bir heteroseksüel oldukları doğrultusunda. Bir kısmı da toplumdaki konumları sarsılacağı endişesiyle, hemcinslerine duydukları isteği bir sır olarak saklama yoluna gidiyorlar. Bu arzu içlerinde yer alsa da fiili bir ilişkiye giremiyorlar; bu durumda belki de herkesin biseksüel potansiyeli taşıdığını söylemek çok da yanlış olamaz. Aslında biraz da biyolojik de olsa gerek karşılıklı her cinsin içinde biraz da diğerlerinden hormonlar dolaşıyor. Bu hormonlar da zaman zaman insanı kendi cinsine yöneltebiliyor. Hani, illa da homoseksüel olmadan da` Ancak olayın bir de toplumsal ve psikolojik boyutu var. O hormonları alabildiğine serbest bırakmak ruh sağlığı açısından ne kadar yararlı? Doğanın insanlara verdiği çiftleşme görevindeki işbölümünün üstüne insanoğlunun toplum normları eklenince konu sadece klasik kadın-erkek ilişkisine dayanıp kalıyor. Dolayısıyla da doğaya karşı çıkmak olabilecek en büyük ayıp, en büyük günah oluyor. Hani homoseksüelleri geni yüzünden mazur gördük de bu biseksüeller de neyin nesi? Cinsel açlığın olabildiğince doyurulmasına çalışmak (kadın-erkek ayrımı yapmadan, sado-mazo demeden) uzun vadede insanda bir takım doyumsuzluklara, psikolojik bozukluklara neden olabiliyor. Gerçi buna bir başka yanıt da zaten bu tip tercih yapanların normal olmadıkları. Peki normalliğin sınırı nerede başlayıp nerede bitiyor? Bu sorunun yanıtı yine o içerdeki karmaşık genlerin hangisinin ne kadar baskın olduğuna bağlı. Biseksüellerin çoğunluğu hayata heteroseksüel olarak başlamış, eşcinsel ilişkilere yatkınlığını sonradan keşfetmiş kişilerden oluşuyor. Kendilerini biseksüel olarak tanımlayan kişiler bu seçimlerini açıklarken çeşitli cinsel ve kültürel tecrübelerini neden olarak gösteriyorlar. Biseksüellerde de, kadınların ve erkeklerin tutumunda farklılıklar gözlemleniyor. Erkekler başka erkeklerle seksi rahatlıkla yaşayıp, iş aşık olmaya gelince çekimser ve tutuk bir tavır sergiliyorlar. Kadınlar ise, başka kadınlara kolayca ve derin bir aşk besleyebildikleri halde, işi seks aşamasına getirmekte oldukça zorlanıyorlar. Duyguları ifade etmek, güç gösterisinde bulunmak gibi konularda ve seksi algılayışlarında da farklı. İşin ilginç yanı, cinsiyet ayrımı konusunda kadınların da erkeklerin de duruma bakışlarının aynı olması. Kadınlar da erkekler de kadınlarla yaşanan seksin daha entim, erkeklerle yaşanan seksin daha fiziksel olduğunu söylüyorlar. İki cinsin de sunduğu şeyler farklı olduğu için, biseksüeller yeri ve zamanı geldiğinde tercihlerini ona göre yapıyorlar. Duygusal bir ilişki ve yumuşak seks istediklerinde kadınlara, daha çok fiziğe dayalı ve biraz da sert bir yatak macerası hayal ettiklerinde erkeklere yöneliyorlar. Herkes zaman içinde kadınların ve erkeklerin hangi yönlerden çekici olduklarını keşfedip, erotik ve duygusal yönden iki cinsten de zevk alma potansiyeline sahip, fakat toplumda oturmuş heteroseksüel bakış açısı, yerleşik aile mevhumu, çoğu insanı bu potansiyellerini kullanmaktan, kendi cinsleriyle ilişkiye girmekten alıkoyuyor. Çoğu insan, yetiştiriliş tarzından dolayı bu potansiyeli bastırmayı öğreniyor. Bu bastırılmış potansiyel, karşı duyulan ilginin üzerine ekleniyor. Biseksüeller, çoğunluğun aksine içlerindeki potansiyeli kullanıyorlar ve iki cinsten yana duydukları ihtiyacı ayrı ayrı alma yoluna gidiyorlar. Çoğu biseksüel, cinsel seçimden dolayı aklının karıştığı bir dönem yaşadığını itiraf ediyor. Cinsel tercihler içinde biseksüellik tanımı ve analizi yapılması açısından en çok zorlanan seçenek. Bunun yanında, eşcinselliğin toplumda kabul görmeye başladığı şu dönemde; biseksüellere karşı takınılan tutum, daha sert. Eşcinsellik tıbbi açıdan bir zorunluluk olarak algılanmaya ve anlayış görmeye başlanıyorken, biseksüellik ne istediğini bilmeyen, seks düşkünü azgın sapıkların tarzı olarak algılanıp tepki görüyor. Biseksüel ilişkilerde ilginç olan bir yön daha var. Partnerler, ilişkide oldukları kişiyi kendi cinslerindeki insanlardan daha çok kıskanıyorlar. Örneğin bir kadın, kadın sevgilisinin bir erkekle flörtüne bir dereceye kadar göz yumarken, aynı flört başka bir kadın arasında yaşanırsa çılgına dönebiliyor. Bunların yanında karşı cinse ilgi duydukları halde hemcinsleriyle ilişkiye giren biseksüellerin özellikle üzerinde durdukları bir nokta var. İki cins de hemcinsleriyle yaşadıkları ilişkiden büyük tatmin duyduklarını çünkü bunun insanın kendisiyle sevişmesi gibi bir duygu olduğunu belirtiyorlar. Eşcinsel ilişkiler, partnerler, kendi vücutlarını tanıdıkları için karşısındaki insana da nerede, ne zaman ve ne şekilde dokunması gerektiğini iyi biliyor. Biseksüeller genellikle maceraperest ruhlu, değişikliklere karşı açık insanlardır. Bir yerlerde başka bir hayatın var olduğunun bilincindeler ve ellerine gelen şeyin tadına bakmak konusunda oldukça cüretkârlar.
|
|
Eklenme Tarihi : 19.03.2006 |
Haber Editörü : FuRKaN |
«« GERi
|
Bu haber 522123 kez okundu.
|
Haberi Paylaş |
Face
|
Blog
|
Frien
|
Mysp
|
Twit
|
|
Not: Bu sayfalarda yer alan yorumlar kişilerin kendi görüşleridir. Yazılanlardan gabile.com sorumlu tutulamaz.
Habere Yorum Yaz |
Bu habere yapılmış bir yorum bulunmamaktadır |
Yorum yazmak için login olunuz
|
|