`Eşcinsellik hastalıktır` diyen Prof. Nevzat Tarhan`a ortak tepki çağrısı
SPoD, Prof. Dr. Nevzat Tarhan’ın `eşcinselik tedavi edilebilir` açıklamalarını kınadı ve ortak tepki çağrısı yaptı.
Prof. Dr. Nevzat Tarhan’ın 13 ve 14 Ağustos tarihlerinde yaptığı eşcinselliği bir hastalık olarak tanımlayan homofobik yorumlarına, Sosyal Politikalar Cinsiyet Kimliği ve Cinsel Yönelim Çalışmaları Derneği`nden (SPoD) tepki geldi. SPoD`un yaptığı yazılı açıklamada, "Farklılıklarımız Tedavi Konusu Olamaz: Ne Yanlış Ne Yalnızız!" dedindi.
SPoD, uluslararası bilimsel otoritelerce hastalık olmadığı açıkça ilan edilen eşcinselliği hastalık olarak gören Prof. Dr. Nevzat Tarhan’ın, Sağlık Baklanlığı, TTB ve Türk Psikologları Derneği tarafından kınanmasını istedi.
SPoD tarafından yapılan yazılı açıklama şöyle:
Farklılıklarımız Tedavi Konusu Olamaz: Ne Yanlış Ne Yalnızız!
Prof. Dr. Nevzat Tarhan’ın açıklamalarını kınıyoruz ve onarım terapisini reddediyoruz.
Ülkemizde halen lezbiyen, gey, biseksüel ve trans bireylerin (LGBT) cinsel yönelimleri ya da cinsiyet kimlikleri dolayısıyla hasta kabul edilmeleri ve tedavi görmeleri gerektiğine dair görüşlerin bilimsel birer görüş kisvesi altında kamuoyu ile paylaşılmakta olduğunu kaygıyla izliyoruz.
Üsküdar Üniversitesi Kurucu Rektörü Prof. Dr. Nevzat Tarhan’ın Haber7 sitesinde 13 ve 14 Ağustos tarihlerinde yayımlanan LGBT bireyler ile ilgili yazıları, LGBT varoluşları hastalık olarak tanımlama ve bu yaratılan hastalık kategorilerine yönelik tedavi önerme çabasının yeni bir örneğini bizlere sundu. Prof. Dr. Nevzat Tarhan eşcinselliği bir hastalık olarak tanımlıyor ve tedavisinin mümkün olduğunu belirtiyor.
Halbuki modern tıp, psikiyatri ve psikoloji bilimlerinin en yüksek otoriteleri eşcinselliğin bir hastalık olmadığını açıkça ifade etmektedirler. Amerikan Psikiyatri Birliği 1973 yılında aldığı kararla eşcinselliği Mental Bozuklukların Tanısal ve Sayımsal El Kitabı’ndan çıkarmıştır. Psikiyatri Birliği’nin kararını Amerikan Psikoloji Birliği’nin 1975 yılında aldığı karar izlemiştir. Dünya Sağlık Örgütü ise 1990 yılından itibaren eşcinselliği Hastalıkların Uluslararası Sınıflamasından tamamen çıkarmıştır. 2001 yılında ise Çin Halk Cumhuriyeti’nde de eşcinsellik Mental Bozukluklarının Ulusal Sınıflaması’ndan çıkarılmıştır. Türkiye Psikiyatri Derneği, Cinsel Eğitim Tedavi ve Araştırma Derneği, Türk Psikologlar Derneği ve Türk Tabipleri Birliği ise 2010 yılından beri eşcinselliğin bir hastalık olarak nitelendirilemeyeceğini açık olarak beyan etmişlerdir. Ülkemizde hala varlığını güçlü bir biçimde sürdüren eşcinselliğin hastalık olduğuna yönelik kanı ise yanlış bilgi ve önyargılardan kaynaklanmaktadır.
Tarhan’ın kamuoyu ile hatalı bilgiler paylaşması, ülkemizde halihazırda tedirgin edici boyutlarda olan LGBT bireylere yönelik ayrımcı pratikleri pekiştirme potansiyeli taşıyor. Kendisinin bulunduğu pozisyon aracılığı ile ürettiği söylem, kendini tanımaya ve anlamaya ihtiyacı olan pek çok LGBT bireyin hayatını zorlaştıracak niteliktedir. Tarhan onarım terapisi ile eşcinselliğin tedavi edilebileceği fikrini yayarak, çok sayıda LGBT bireyin kendileriyle barışık yaşamlar sürmelerinin ertelenmesine katkı sunmakta ve LGBT bireylerin asıl sorunu toplumsal önyargılar yerine kendilerinde görmeye itmektedir. Prof. Dr. Nevzat Tarhan’ın bir eğitimci olarak geleceğin psikologlarını, sosyal hizmet uzmanlarını ve rehberlik ve psikolojik danışmanlarını yetiştirecek olması, kendisinin bu homofobik açıklamalarının tüm kurum ve kuruluşlar tarafından daha da ciddiye alınmasını gerektirmektedir.
Bu tartışmalar bizim için ne yeni ne de şaşırtıcı. Her kültürde farklı şekillerde görünür olmuş eşcinsel ve trans varoluşlar otoriter devletler tarafından kontrol altında tutulmaya çalışıldı ve çalışılmaya devam ediliyor. En uç örneklerini eşcinselleri toplama kamplarında katlederek uygulayan Nazi Almanyasında gördüğümüz bu insanlık dışı uygulamaların bir biçimi de Batı Amerika ve Avrupa’da geçmişte eşcinsel ve translar üzerine yapılan korkunç bilimsel(!) deneylerle devam etti, ancak bu çabalar eşcinsel ve trans varoluşları ortadan kaldırılabilecek bir yöntem geliştiremedi. Eşcinsel, biseksüel ve trans bireyler tarih boyunca sistematik katliam ve işkenceden kısmen kurtulmuş, halen suçlu, hasta, sapık, yaftalarından bağımsız yaşamak için mücadele ederken öteki düşmanlığının bu sefer onarım terapisi adı altında yeniden önümüze getirildiğini görüyoruz.
Psikiyatr Seven Kaptan’ın 25 Haziran tarihinde T24’e verdiği röportajda da belirttiği üzere, onarım terapisini savunan psikiyatr ve psikologların kendilerine referans aldıkları Robert Spitzer dahi daha önce ifade ettiği bazı eşcinsellerin heteroseksüelliğe devşirilebileceğine dair görüşünün yanlış olduğunu, eşcinselliğin bir hastalık olmaması dolayısıyla tedavi konusu olamayacağını ve daha önceki ifadelerinden dolayı eşcinsellerden özür dilediğini belirtmiştir. Fakat özellikle Amerika Birleşik Devletleri’nde onarım terapisi dini yorumlayış biçimlerini bilimsel teamüllerin önünde tutan bir takım köktendinci Hristiyan siyasi akımların ve bu akımlar içerisinde yer alan psikiyatr, psikolog ve din adamlarının arasında popülerlik kazanmıştır. Bu akımın Türkiye’deki temsilcilerinden birinin kendisini muhafazakar kanadın medya organlarından Samanyolu TV ekranlarından tanıdığımız, (haksız bir biçimde işini kaybettiği) Türk Silahlı Kuvvetleri’nde eski uluslararası hastalık sınıflandırmalarına dayalı bir biçimde eşcinselliği hastalık olarak tanımlayarak mesleğini icra eden Prof. Dr. Nevzat Tarhan’ın olması da şaşırtıcı değildir.
Prof. Tarhan kendisinin hasta olduğunu düşünen bireyleri tedavi etmek gerektiğini ifade etmektedir. Bilimsel otoritelerce hastalık olarak kabul edilmeyen bir varoluş biçiminin sadece kişi öyle algılıyor diye tedavi edilmeye çalışılması yetkinin kötüye kullanımıdır. Bugüne kadar LGBT varoluşların terapi süreçleri ile ortadan kalktığını görülmemiştir. Onarım terapileri beklenenin aksine LGBT bireylerin özgüvensizlik, suçluluk, yetersizlik, başarısızlık duygularını arttırarak LGBT bireyler arasında intiharlara sebep olmuştur.
Nevzat Tarhan’ın toplumsal önyargılar içerisinde sıkışan LGBT bireylere “ne yanlış ne de yalnız” olduklarını söyleyen LGBT hakları hareketinin mensuplarını ayrı bir patoloji grubu olarak göstermesi meseleye tarafsız bakamadığını ve önyargılarına yenik düştüğünü göstermektedir. Halbuki LGBT örgütleri toplumdaki önyargılar karşısında LGBT bireylere korkunun, gizlenmenin, senelerce duygu ve hislerini bastırarak değişmeye çalışmanın yerine, kendi gibi insanlarla bir araya gelerek dayanışmanın ve toplumun farklılıklarla ilgili bilgisini arttırarak herkesin hayatını daha yaşanılabilir kılmanın mümkün olduğunu salık vermektedirler.
Tarih göstermiştir ki LGBT varoluş biçimleri kırım, işkence, tehdit ya da terapilerle azaltılamazlar. Çünkü LGBT varoluşlar insana dairdir. İnsanlar kendi hayatlarını daha anlamlı ve doyumlu yaşama saikleri çerçevesinde cinsiyet kimliklerini ve/veya cinsel yönelimlerini görünür kılmak isteyebilirler. İnsanların kendi beden ve tavırları üzerinde, iki reşit bireyin kendi rızaları ile yaşadıkları cinsel davranış üzerinde, reşit bireylerin kendi aralarında kurdukları duygusal bağlar üzerine üçüncü bir şahıs ya da kurumun kurallar getirmeye çalışması otoriterlikten başka bir şekilde adlandırılamaz.
Prof. Dr. Nevzat Tarhan’ın ve kendisiyle benzer yaklaşıma sahip bilimsel (!) otoritelerin aslında tedavi etmeye çalıştığı toplumsal farklılıklardır. Halbuki farklılıklarla bir arada barış içerisinde yaşamak mümkündür. Sebep aranması gereken farklılıkların nedenleri değil, insanların bu farklılıklara gösterdiği tahammülsüzlüğün nedenleridir.
Prof. Dr. Nevzat Tarhan’ı ve onun gibi onarım terapisini toplumda yaygınlaştırmaya çalışarak bundan maddi çıkar sağlayan ve pek çok LGBT bireyin hayatını sonu gelmeyen terapilerle karartan uzmanlara toplumsal farklılıklara saygı göstermenin demokrasinin temel ilkelerinden biri olduğunu hatırlatırız.
Bu çerçevede Sağlık Bakanlığı’nı, Türk Tabipleri Birliği’ni, Türkiye Psikiyatri Derneği’ni ve Türk Psikologları Derneği’ni uluslararası bilimsel otoritelerce hastalık olmadığı açıkça ilan edilen eşcinselliği ülkemizde tedavi etmeye çalışan meslektaşlarını kamuoyu önünde kınamaya, mesleklerinin insan hakları çerçevesinde icrasına yönelik görevlerini yapmaya ve yeni meslektaşlarının günümüz bilimsel bilgilerinin ışığında eğitilmelerine yönelik sorumluluk almaya davet ediyoruz.
Sosyal Politikalar Cinsiyet Kimliği ve Cinsel Yönelim Çalışmaları Derneği
eşcinsel bir hastalıktır diyen kendini doktor diyen ama yanlış teşhis koyan bu doktorları sürgün etmek lazım insana yaptığı tercihten dolayı hasta teşhisi koyuluyorsa bence herkes hasta herkes tercih yapıyor bir yerlerde karar veriyor beyni sulanmış bunların önce kendisini tedavi ettirmesi gerek eşcinsellere bukadar takan adamın bir sebebi olmalı bence bunlar duygularını yasayamayanlardan:)umarım bir gayla baskına ugrarda herkes mutlu olur:) Yazan :keyif07Beğen (1 kişi bu yorumu beğendi.)
eşcinsellik bir hastalıksa peki neden insanlar hala saygı duymuyor? kimse bir kanseri itip kalkıyor mu ? sen kansersin diyip zorbalık yapıyor mu? eşcinsellik hastalıksa neden hala böylesiniz? siz insanlar hastasınız... ve eğer eşcinselliğin bir tedavisi varsa başta beni etsinler.. dünyada tedavi edilmiş bir eşcinsel görmedim duymadım... duyan gören varmı .? :)) Yazan :del_reyBeğen (1 kişi bu yorumu beğendi.)
şunu merak ediyorum. birçok avrupa ülkelerinde eşcinsel evlilikler yapılıyor. insanlar birşeyleri çoktan aşmışta evlilikler yasal hale gelmiş türkiyede ise hala eşcinsellik hastalık mı değilmi tartışması var ve bu tartışmayı ne üzücü ki dr. kimliğinde dolaşanlar yapıyor. okumuş gözüyle bakılan bir kişi böyle konuşursa sokaktaki sıradan insanlar ne desin eşcinsellikle ilgili? birçok avrupa ülkelerindeki yoneticiler, dr.lar salak, hasta zihniyetli türkiyedekiler akıl küpü maaşallah. yazık...... Yazan :gayim_yaaBeğen
Yıllar Önce ben de yaşadığım toplum ve kültürde daha insanca bir yaşam için böylesi aptal saptal terapilere gitmiştim. Tabi ki sonu mutsuzluk oldu ve yine eşcinsel kimliğimle mutlu ve huzurlu olma yoluna girdim. Eşcinsellik ani bir karala yönelilen bir durum değil. Hiç kimse bu sabah eşcinsel olarak uyanmak istiyorum deyip de eşcinsel olmaya karar vermiyor. Hastalık olmadığı için böyle bir tedavi de yok. Bu zat mademki tedavi edebiliyor çıkarsın ortaya sihirli hapını herkes yutsun ve heteroseksist erkek egemen dünyanın bir bireyi olsun. Ama yok öyle birşey. Çoook insanlar batıda da geçmişte çok yollar denediler. İMKANSIZ. Tıp da bilim de bunu bildiği için artık daha farklı yaklaşımlar sergileyip, kişilerin cinsel yönelimleriyle mutlu olabilmeleri için destek veriyorlar. Yazan :superstarxBeğen (4 kişi bu yorumu beğendi.)
ben bi ton para verıp gıdıyorum hala erkeklerden hoşlanıyorum değişim mumkunse değişmek ıstıyorum ama kendısıde bu duyguyu yanlıs anlamadıysam yuzde otuzlara ındırırız kontrol altında alırız dedı. bakalım daha insancıl bı yasam ıcın ben değişmeye nıyetledım... Yazan :ist_pasifikkBeğen
İyi hastayım ben gelsin beni tedavi etsin Yazan :justdoit84Beğen (2 kişi bu yorumu beğendi.)
çok sevgili, pek bilgili nevzat beyler bu çok değerli bilgilerini derleyip toplayıp koltuk altına sıkıştırarak gitse de keşke dünya sağlı örgütünün kapılarına dese; ``gelin panpalar çözdüm ben olayı`` diye ve uzatsa elindekileri de dünyaya bir faydası dokunsa biraz, madem kendinden o kadar emin...
tabi şimdi nevzat bey akıllara zarar aklıyla yıllardır genetik araştırmalar yapan diğer bilim adamların (yahut ``diğer`` sözcüğünü kullanmasam daha mı doğru olurdu bilmiyorum) yıllardır göremediği şeyi masasında oturup kafasını kaşırken kavrayabildiği için nobel bile kazanabilir bu fırsayı kaçırmamalı. o bir aslan ve de kaplan... ilk fırsatta kendisine gidip kendimi iyi ettirmek istiyorum. :) öptüm nevzatçığımı Yazan :zeusunpipisiBeğen (1 kişi bu yorumu beğendi.)
bu ülkede herkesin kafası karışık... Yazan :alendelon83Beğen (1 kişi bu yorumu beğendi.)
bizi kendi halimize bırakın biz sizi kendi halinize bıraktık. hangimiz çıktı da kadınlarla erkeklerin arasındaki ilişki hastalıktır dedi ki. yeter ama susun çenenizi kapatın yok saydığınız yerde iki de bir sataşmayın insanların içinde biriken nefreti dışarı vurmasına sebep olmayın. bir laf var ya ne s..çtın elime ne sıvayım yüzüne... Yazan :ada_09Beğen (3 kişi bu yorumu beğendi.)
eşcinselliğin iki yönü tedavi edilmeli bence ;ilki,toplumun homofobisi ve toplumun homofobisinden kendini fobileyen eşcinseller..ikincisi de,eşcinselliği onuruyla yaşamayan eşcinsellerin absürd eşcinselliği..belki de toplumun fobisi bu ikinci kategorinin sebebiyetindendir..insan olarak hepimizin(eşcinseller ve olmayanlar) bunu mutlaka sorgulamalıyız.. Yazan :ganaBeğen (3 kişi bu yorumu beğendi.)
Nevzatin escinsel olduğunu herkez biliyor mu? Yazan :olgun444Beğen (5 kişi bu yorumu beğendi.)
laz fıkrası gibi yorum bile yapmaya değmez eminimki kendiside eşcinsel de başkasının üzerinde deneyelim olursa kendimde denerim mi diyor aklınca (ki akılsız) ben bunu anladım Yazan :boniBeğen (5 kişi bu yorumu beğendi.)
Dönem dönem bazı bacılarımız çıkar ve bu, ``Tedavi ediliyo, vallaha billaha tedavi ediliyo kız!`` martavalını okurlar... Canlarım benim, edilmiyor işte! Edildiğini sanıyorsunuz, hemcinslerine nefret duyan - korkan birer homofobik içi dolu turşucuğa dönüşüyorsunuz! Nevzat da keşke tedavi(?) olmasaydı... Kaç yaşına gelmiş... Yaşamının son demlerini öfke ve ayrımcılık dolu bir ruhla geçirecek şimdi! Bir erkeğin başına gelebilecek en kötü şeydir diye düşünüyorum menapozlu bir kadın gibi ona buna takmak, sinirden içi içini yemek... Keşke barışabilseydin Nevzat bunca sene içinde kendi kendinle... Yazık... Bize, ``Tedavi olabilirsiniz bacılarım!`` demene değil de, tedaviyi(?) olup kendi düştüğün duruma acıdım bak şimdi sabah sabah bu haberi okuyunca... Neyse bacım, bir tedaviyle de nefret duygularından kurtulursun en kısa zamanda inşallah... Tedavisi var bak! Vallaha billaha var! Hadi geçmişler olsun... Yazan :senay_dilberBeğen (4 kişi bu yorumu beğendi.)
:) ilk önce gitsin kendisini tedavi etsin para kazanma yolları bulamıyorsa bizim gibi insanları körelterek para için kullanmasın.. Yazan :muitoBeğen (2 kişi bu yorumu beğendi.)
hayret bişeyya bunlar bunu hastalık kabul edene kadar gerçek hastalıkların çaresini araştırsınlar neden bizimle uğraşıyorlar ki hiç olmazsa insanlığa yararlı olurlar Yazan :sanal_seversenBeğen (5 kişi bu yorumu beğendi.)
bence bu profesorün kendisi hasta bir pisikolağa başvursun... Yazan :dost84Beğen (6 kişi bu yorumu beğendi.)
psikiyatristler tarafından bıle dışlanmış birinin görüşleri değerli değildir.
Yazan :pa_sifffBeğen (2 kişi bu yorumu beğendi.)
iyilestiremediler bizi bir turlu, kendi dertleriyle ugrassalar daha iyi. hastalik diyen hala ancak turkiyeden cikar zaten! Yazan :shiluhBeğen (1 kişi bu yorumu beğendi.)
halinden memnun olmayan eşcinseller nevzat`ın terapisini deneyebilirler. herkes her fikri savunabilir, mesela bence de nevzat`ta çoklu kişilik bölünmesi sendromu var,bilimsel düşünmediği halde kendini biliminsanı sanıyor :) Yazan :adana_42aktifBeğen (5 kişi bu yorumu beğendi.)
Bence böyle abidik gubidik insanlar dikkate alınmamalı. Kim bu adam ya? Belli ki yurdum köşelerinde sürünen ve meşhur olup, tanınma derdinde olan bi` zavallı... İsminin başında her prof yazan profesör değildir. Kaldı ki eşcinselliğin hastalık olduğunu düşünüyorsa bu kişi, lisede biyoloji dersi gördüğünden bile şüphe duyarım... Bu adama karşı kendimizi savunmamız ona pirimden başka bi`şey sağlamaz. Bırakın havlasın... :) Yazan :minyoncuk_p86Beğen (2 kişi bu yorumu beğendi.)
Haydi öyleyse bir fırsat veriyorum bu profa, benim cinsel tercihimi değiştirerek bunun bir hastalık olduğunu kanıtlasın :) Yazan :PonlyBeğen (1 kişi bu yorumu beğendi.)