"Oğlum, kızım oldu, sutyenini kendim taktım"
BAŞLARKEN...
BİR cenaze töreniydi. Arkadaşım babasını kaybetmişti. Cami avlusunda arkadaşım iki gözü iki çeşme ağlarken yanımıza yaklaşan kardeşi, “Ben şimdi ne yapacağım? Nerede durmalıyım? Böyle zamanlar benim için en zor
anlar. Kadınlar bölümünde mi kalmalıyım yoksa erkekler bölümüne mi gitmeliyim?” dedi...
Transseksüel kimliğine kavuşmak için yasalardan “olur” beklediği dönemde yaşadığı belirsizliklerin bir özeti gibiydi bu sözleri. Eşcinseller sonraları Türkiye gündemine oturmaya başladı. Nefret cinayetlerine kurban gittiklerinde, “eşcinsel hakem” - “eşcinsel polis müdürü” olarak maruz kaldıkları ayrımcı uygulamalarla... Bu dizide, “Nerede durmalıyım?” diyen eşcinsel ve transseksüeller ile annelerini dinleyecek, hayata onların
penceresinden bakacak, sorunlarını öğrenip belki de “anlamaya” çalışacaksınız. “Eşcinsellik hastalık mıdır?” gibi soruların yanıtlarını da
uzmanından alacaksınız.
Hikâyeniz nasıl başladı?
2006’da işyerimde beyin anevrizması geçirdim. Su almaya mutfağa gittim, bardağımı çalkalarken damarım patladı. Tıbbın benden umudu kesmesine rağmen, iki beyin ameliyatı geçirdikten sonra yaşama yeniden bağlandım.
Kaç çocuğunuz var?
İki. Büyük oğlum 1986’lı. Avusturya’da okuyor. Viyana Teknik Üniversitesi’nde hem endüstri makine hem de tıp fakültesini birlikte götürüyor. 1990’da “biyolojik olarak erkek” bir çocuğumuz daha doğdu. Karadeniz’in küçük bir kasabasında
yaşıyordum. Çocuklarımın babası doktordu. Anlaşamadık çocuklarımı aldım, “Bir tabak çorba parası kazanırım” deyip İstanbul’a geldim. Yıl 1997’ydi. Lise mezunuydum, AÖF sınavlarına girdim, halkla ilişkiler bölümünü bitirdim. Bilgisayar kursuna gittim. Sonra da sigortacılık mesleğini öğrendim.
Ve sigortacıda çalışırken beyin kanaması geçirdiniz. Sonra?
Ameliyattan sonra evime geldim. Küçük çocuğum 16 yaşındaydı. Karşıma geçip oturdu. Ağlıyordu. “Anne benim bedenim başka ben başkayım” dedi. “Bu ne demek?” diye sordum. “Anne ben aslında kızım” dedi. Boşanmaktan, beyin kanamasından, parasız kalmaktan daha zor.
Şok...
Hayatımı alt üst etti. Fakat tedirginliğimi belli etmedim. “Merak etme ben bir çare bulurum” dedim. Sırtını sıvazlayıp gönderdim. Sonra tıraşlı kafamı zor kaldırarak bilgisayarın önüne oturdum.
Ne olduğunu internetten mi öğreneceksiniz?
Evet, çünkü ben transseksüel nedir bilmiyorum. Ben asker çocuğuyum. Katı disiplin içinde büyümüşüm. “Bedenim başka ben başka”, “Ben aslında kızım” laflarını google’a yazıp aradım. Sonra beş parasız, dört kredi kartımla İstanbul’da gezmediğim psikiyatrist kalmadı.
Nasıl bir çocuktu?
Özel bir kolejde burslu okuyordu. Efendi, terbiyeli, çalışkandı. Ben hastalanmadan önce anoreksiya oldu. Yemiyor, kilo almak istemiyor, su içip kepek ekmeği yiyordu. Bu arada Marmaris’ten arkadaşlarım geldi. İki de kızları var. Fakat benim çocuğumda bir aksilik, yorganın altından çıkmıyor. Meğer kızları kıskanıyormuş. Onlarla bir alışveriş merkezine gittik. Tişört alalım diye tutturdu. Kabine girdi. İkinci bir tişört götürdüm ve kabinin önünde kalakaldım. Çocuğumun iki tane göğsü çıkmış. “Aaa, bu nasıl olmuş?” dedim. Sonra öğrendim, eczaneden doğum kontrol ilacı alıyormuş, göğüs yapsın diye. Sonunda Çapa’da Cinsel Kimlik Tedavi Merkezi’nde Prof. Dr. Şahika Yüksel’e gittim.
Sonra?
Doktor önce çocuğumu sonra beni çağırdı. “Senin çocuğun transseksüel, kabule geç” dedi. Odadan çıkıyorum ama bacaklarım tutmuyor. Titriyorum. Onkolojinin parkında oturdum. Böğüre böğüre ağladım. O kadar ağlıyorum ki, çevredekiler “Başınız sağ olsun” diyordu. Neye ağladım biliyor musunuz? 9 Temmuz 2007’de 16 yaşındaki oğlumu, evladımı kaybettim. Aynı gün koskocaman bir kızım doğdu. Bu kızı nasıl büyüteceğim diye ağladım. Asker bir baba, ‘Elalem ne der?’i bol bir anne, çevre, oturduğum semt çocuğun okulu, parasızlığım, yalnızlığım, her yer karanlıktı.
Kaşını almasını öğrettim
Kızınızla neler yaşadınız kabullenme döneminde?
Yatağının altında cımbız, yastığının altında törpü bulduğumda tuhaf oldum. Sonra “Oğlun gitti, o öldü” dedim. Gittim makyaj çantası aldım. Nasıl kaş alınacağını gösterdim. Çünkü biliyorum ki ben bunları ona sağlayamazsam dışarıda, sağlıksız ortamlara girip çıkacak, o zaman daha da içim yanacak. Ben içim baştan yansın diye düşündüm. Hatta gittim, pazardan renkli renkli sutyenler aldım. Dolgulu sutyenleri ellerimle seçtim. İlk sutyeni ona takarken, öğretirken “Bak yavrum bu
böyle bağlanıyor, böyle ayarlanıyor” dedim. Ancak içimden de “Allah’ım ben ne
yapıyorum?” diye kahroluyordum. Sonra yine ‘Öbürü öldü, gitti’ diyordum. Onun bunlarla mutlu olduğunu görünce, ben de mutlu oluyordum.
Okuldan almak zorunda kaldım
Peki nasıl kabullendiniz?
Çocuğumun penceresine geçtim. O nasıl uyacak çevreye, okula? Emzirirken “Sana bir şey olsa canımı veririm” diye baktım. Daha sınavımın bitmediğini anladım. Sonra “Benim çocuğum kızmış, elbisesi yanlış dikilmiş” deyip kızımın
elinden tutmaya karar verdim.
O kadar kolay mı?
Hiç kolay değil. Deniz kenarında günlerce ağladım. Lise 2’yi bitirmişti. Çocuğumu
okuldan aldım.
Neden aldınız okuldan?
Çünkü tırnaklarını uzatmaya, saçlarını oksijenle açmaya başladı. Abartı başladı. Bir dershaneye gittim. “Böyle bir çocuğum var” dedim. Dışarıdan liseyi bitirdi sonra da üniversiteye hazırlandı. Çapa’da da iki yıllık uyum sürecine başlandı. Ve üniversite sınavı geldi çattı Sınava girerken doktorundan “Fakültemizde takip edilmektedir” diye bir yazı aldım. Nüfus cüzdanı mavi, kendi pembe. O kadar
gergindi ki, beklediği o lafı söyledim: “Kızım heyecanlanma...”
Kazandı mı peki sınavı?
İstanbul Üniversitesi’ni kazanmıştı ama dershanedeki hocaları cinsel kimliği nedeniyle zorlanabileceğini söyledi. Vakıf üniversitesine göndermeye karar verdik.
Transseksüel kimliğini bir tek dekan biliyor. Bu arada kız ismini aldı. Çapa’daki psikiyatri heyeti iki yılda veriyor onayı. Şu an hormonlar veriliyor
Anneannesi bağrına bastı
BU süreçte büyük oğlum bana çok destek oldu. En başta dedesini bilinçlendirdi. Babam “Kızım çocuğunun elini sıkı tut” dedi. Annem ise çok kızdı. Sonra bir bayram bizi kabul etti. Kızım ‘Ne giyineyim anne?’ diye sordu. “En şatafatlı eteğini giy ve kırmızı rujunu sür” dedim. Anneanne bizi kapıda karşıladı. “Ben hep bir kız torunum olsun istiyordum” deyip bağrına bastı kızımı. 68 yaşında bir kız toruna sahip oldu.
Evladınızdan vazgeçmeyin
Önce çocuğum dedim, sonra kız demeye başladım. Baktım hoşuna gidiyor, Kız buraya gel, kız şöyle yap demeye başladım. Hem kendim alışıyorum hem onu sevindiriyorum. Babasına gelince... Kızını sadece mail attığım fotoğraflarda gördü. Ben de oğlumu özleyince fotoğraflarına bakıyorum. Kızım oğlumun fotoğraflarının bir kısmını yırttı. Sakladıklarıma bakıyorum gizli gizli. O yokken. Bir de sünnet gömleğini saklıyorum. Gizli gizli ağlıyorum ama kızım oğlum için ağladığımı bilmiyor. Anası olmayanın hiçbir şeyi olmuyor. Ne işi, ne dostu, ne yasası,
hiçbir şeyi. Bu nedenle ne olursa olsun evladınızdan vazgeçmeyin..
kaynak: haberturk.com
yazar: ümran avcı
|
|
Eklenme Tarihi : 19.10.2009 |
Haber Editörü : ARES |
«« GERi
|
Bu haber 548931 kez okundu.
|
Haberi Paylaş |
Face
|
Blog
|
Frien
|
Mysp
|
Twit
|
|
Not: Bu sayfalarda yer alan yorumlar kişilerin kendi görüşleridir. Yazılanlardan gabile.com sorumlu tutulamaz.
Habere Yorum Yaz |
|
okurken agladım yaaa....inanamıyorumm o kadar güzel bir anneki oğluna destek çıkıyor..evet kimse istemez hiç bir anne istemez bunu ama elimizden hiç bir şey gelmiyorki..yaradan bizi böle getirmiş dünyaya bize bu duyguları ilk nefes aldıgımız anda aşılamış..tek yapmak gerekn böle bi durumda bu melek annenin yaptıgını yapmaktı çünkü ileri boyutlara taşımış kendini ruhu bir başka bedende .nasıl mutlu olmak istiyorsa onu yapmak istemiş ve yapmış..bu melek anneyi tebrik ediyorum..
Yazan : todas_as_ruas
Beğen
|
|
Merhaba.
Reportaji okudugumda cok etkilendim. Bu anneyi icten tebrik ediyorum. Inanilmaz bir gücle oglunu/kizini kaybetmemek icin kendisiyle ve cevresiyle verdigi ici savasi kazanmasi harika bir olay. Kendim yurt disinda yasiyorum (türkcem kötü olabilir, o yüzden simdiden özür).Bu durumda yasayan insanlarin hala burda (almanyada) daha zorluklarla karsilasiyorlar. Izledigim bircok TV belgesellerinde cinsiyetini degistiren veya degistirmek istegen insanlarin ailesinden ve cevresinden dislandiklarini görmüsütüm, ve hayretle izlemisitim, yinede kararlarindan dönmemelerini!!! Gay olarak belki biraz daha rahat yasama imkanin olabiliyor ama Transsexuel ve Transvesti olarak zorluklara karsilasilabiliniyor.
Bu annenin yapitigi inanilmaz güzel.
Gurula okudum ve duygulandim
Tebrikler!!
Yazan : BETMON
Beğen
|
|
ayakta alkıslıyorum bu anneyı gercekten annel melektır ama ben aıleme acılmakmı amantanrım kabul etmezler bence bend eaılemı kaybetmeyı göze alamama kı zaten
Yazan : kutsal20
Beğen
|
|
bence bütün anneler bir melektir.hepsi iyi ve güzellerdir benim annem de eşcinselligimi kabul etdi ama yanlız tek şartı deşifre olma ve gayligini kameralar önünde yaşamamı yasakladı bende kabul etdim tabiki canım annem iyki varsınnnn :)
Yazan : narsistboy
Beğen
|
|
|
|
keşke bütün eşcinsel arkadaşlarımın ailelerida böyle olsaydı. okurken çok duygulandım. ne yazıkki bende diğerleri kadar şanssızım işsizlik çevre baskısı ne yapacağım belli değil. o annenin ellerinden öpüyorum
Yazan : tom_crus23
Beğen
|
|
Hayran oldum anneye gerçekten annesi olmayanın bir şeyi olmuyor.Benim ailemde bilior ama konuşulmuyor bazen küçük ablamla paslaşıyoruz ......
Yazan : azadli
Beğen
|
|
benim ailem beni öğrendiklerinden bu yana benim cenazemin eve gelmesi için hergün dua ediyorlar ama ben hepsinin cenazesini görmeden ölmeyeceğim allahın izniyle
Yazan : Adana_ask_ap
Beğen
|
|
Uyan Türkiye...
Artik Türkiyede her hafta tv-lerde gazetelerde bu tür haberler yer almalidir diye düsünüyorum. Tv kanallari yaprak dökümü gibi enistesini ablasinin elinden alani, veya aski memnu daki gibi yengesiyle ask yasayani gösterecegini gerceklere yer versinler ve bu tür olaylari gündeme getirsinler. tam birgerck aile drami. Ve örne alinacak bir anne. Ve cok iyi doktorlar, kabul et diyorlar, öyle senin cocugun hasta sapik falan demiyorlar bizim o sevgili güzin abla gibi....
Yazan : aligaycan
Beğen
|
|
Keşke benim ailemde kadınsı olduğum dönemde elimi tutsaydı. bunu ne çok isterdim anlatamam. 21 yıldır erkek bedeninde kızlık duygularını yaşayan birisi olarak yazdıklarınızı okudukça ağladım. herkese sizin gibi bir aile nasip eder dilerim yüze yaradan...
Yazan : asksalpasif35
Beğen
|
|
bu annenın bu ulvi davranısını tebrık eder tum annelere ornek teskıl etmesını dılerım
Yazan : coolwomen
Beğen
|
|
gerçekten anneyi çok aktir ettim. keşke herkezin annesi böyle olsa. o anneyi tanımak ve ellerinden öpmek isterdim...eğer herkez çocuğuna sahip çıksa ve iş verilseydi kimse fuhuş yapmak zorunda kalmazdı bence...
Yazan : pc_can
Beğen
|
|
inanın her satırında kendimi tutamadım ağladım gerçekten hayat bizler için çok zor......ve dejenere olan toplumda yaşama alanımız dahada kısılıyor... allahım sonumuzu hayır etsin....
bu anneyede helal olsun ellerinden öpülür...
Yazan : doleres
Beğen
|
|
okurken gözlerim doldu gerçekten çok önemli bir konuyu ele almışlar ve yayına sunmuşlar.Bence ailelerin böle cinsel kimliklere takılmamaları gerekiyor çünkü bizler böle dünya ya geliyoruz ve bunu ilk zamanlar kendımız bile kabul edemezken daha sonra kabulleniyoruz.Aileler anne ve babalar çok yakın davranmalılar onların yanlış bir sözü davranışları evlatlarını kaybedebilme yönünde olduklarının farkında olmalılar.Bu konuda ki anneyi tebrik ediyorum önünde saygıyla eğiliyorum...İşte anne budur...
Yazan : yosun
Beğen
|
Yorum yazmak için login olunuz
|
|
|