Karsi cinsle koklasarak anlasin
Isveç`in Karolinska Enstitüsü`nde yapilan son bir arastirma, escinselligin dogustan gelen bir özellik oldugu dogrultusunda bazi ipuçlari veriyor. Isveç`teki Karolinska Enstitüsü`ndeki bilim adamlari, bundan birkaç yil önce hormona benzer bir salgi olan feromonlarin insan hipotalamusunu uyardigini tespit etmislerdi. Hipotalamus insan beyninde cinsel uyarilari yöneten bir bölgedir. Bilim adamlari bu kesfi son günlerde bir adim daha ileriye götürdüler. Proceedings of the National Academy of Sciences isimli bilim dergisinde yer alan arastirma sonuçlarina göre, escinsel erkeklerin feromonlara tepkisi, diger erkeklerden farkli. "Cinsel tercihlerin altinda biyolojik bir etmenin oldugu fikri bu arastirma ile saglam bir dayanaga kavustu" diye konusan Amerikan Saglik Enstitüsü`nden genetikçi Dean Hamer, "Bu açidan bakildiginda bu gelismenin ne denli önemli oldugu anlasiliyor" diyor. Söz konusu deney oldukça basitti. Isveçli bilim adamlari, 2001`deki deneyde yaptiklari gibi, insan feromonu oldugundan süphelendikleri iki maddeyi ayristirdi. Östrojene benzeyen kimyasal madde, kadinlarin idrarindan damitma yoluyla çikartilirken, testosteron tabanli madde de erkeklerin terinden elde edildi. Bilim adamlari, kadin beyninin, kokulari islemden geçiren bölümü ile disilere özgü feromonu kaydettiklerini ortaya çikartti. Ancak kadinlar erkek feromonlarini kokladiklari zaman kokulari islemden geçiren bölgenin yani sira, hipotalamuslari da faal duruma geçiyordu. Erkeklerde ise bu durum kadinlarinkinin tam tersiydi. Isveçli bilim adamlari escinsel erkekleri dahil ettikleri çalismadan çok ilginç sonuçlar elde etti: Escinsel erkekler erkek feromonlarina maruz kalinca, kadinlarda oldugu gibi hipotalamuslari da faaliyete geçiyordu. Oysa kadin hormonlarina karsi en ufak bir tepki vermemislerdi. Çalisma, ne yazik ki cinsel tercihin biyolojik kökenli oldugu ve dolayisiyla dogustan varoldugu iddiasinin dogrulugunu kesin olarak kanitlamiyor. Bu iddia bugün pek çok escinsel ve çok sayida biyolog tarafindan kabul görüyor. Time`de yayimlanan habere göre, escinselligi "günah" ve "ayip" kavramlari ile birlikte degerlendirenler -ki bunlar genellikle dini inançlarinin etkisindedir- escinselligi sonradan ortaya çikan yanlis bir tercih olarak görüyor. Önceki hafta sonuçlari açiklanan deney, cinsel arzularin kimyasal sinyaller tarafindan tetiklendigi iddiasini güçlendirse de, escinsel erkeklerin dogustan erkek hormonlarina duyarli oldugunu kanitlamiyor. Ayrica escinsellerin beyinleri, feromonlara tepki vermeyi zaman içinde, deneyim sonucu ögrenmis olabilir. Newsweek dergisine verdigi demeçte, Hamer, bu çalismanin farkli yaslardaki deneyler üzerinde tekrarlanmasinin yararli olacagini öne sürüyor. Böylece tepkinin yas ile birlikte degisip degismedigi kontrol edilebilecek. Böyle bir girisimde henüz kimse bulunmadi. Isveçli bilim adamlari simdi lezbiyenler üzerinde çalismayi planliyor. Yapacaklari deney ile lezbiyenlerin kadin feromonlarina nasil tepki vereceklerini test edecekler. Ayrica önceki haftaki deneyin, feromonlarin cinsel arzu konusunda ne denli önemli bir rol oynadigi sorusuna da net bir yanit vermedigi görülüyor. Klasik görüse göre insanlar bu kimyasal maddeleri hiçbir sekilde algilayamaz. Çünkü burundaki feromona duyarli vomeronasal organ, farelerde çok faal olmasina karsin, insanlarda zamanla küçülmüs ve görevini yitirmistir. Feromonlarin cinsel uyarida önemli bir rol oynadigi düsünülse de bunlarin rolü minimal olabilir. Hamer söyle diyor: "Feromonlar insanlarda farelerde oldugu kadar önemli bir rol oynamayabilir. Ama yine de karsilastiginiz çekici birini koklamanizda gizlice, fark ettirmeden yaptiginiz sürece hiçbir mahzuru yok.
|
|
Eklenme Tarihi : 10.06.2005 |
Haber Editörü : Administrator |
«« GERi
|
Bu haber 520922 kez okundu.
|
Haberi Paylaş |
Face
|
Blog
|
Frien
|
Mysp
|
Twit
|
|
Not: Bu sayfalarda yer alan yorumlar kişilerin kendi görüşleridir. Yazılanlardan gabile.com sorumlu tutulamaz.
Habere Yorum Yaz |
Bu habere yapılmış bir yorum bulunmamaktadır |
Yorum yazmak için login olunuz
|
|